halk latincesi ne demek?

Halk Latincesi (, Konuşulan Latince), Latin dilinin halk lehçelerinin ve sosyolektlerini kapsayan bir genel terimdir. Bu farklı lehçeler Orta Çağların başlarında birbirlerinden farklılaşarak 9. yüzyılda Romen dillerine dönüştüler.

Konuşulan Latince, edebî Latinceden telaffuz, söz dağarcığı (vokabüler) ve gramer açısından farklıdır ancak kendisine has bazı özellikleri Roma İmparatorluğu'nun geç dönemlerinde ortaya çıkmıştır. Başka özellikleri, konuşma Latincesinde çok daha önceden muhtemelen mevcuttu.

Orta çağlarda, Orta Çağ Latincesi olarak adlandırılan, Latincenin klasik biçimli bir şekli, alimler, kâtipler ve din adamlarınca kullanılırdı. Bu dil eğitimle edinilirdi, anadil olarak bilinmezdi. Halk Latincesi ise herkesin gündelik olarak kullandığı dildi.

Halk Latincesi neydi?

Halk Latincesine karşılık gelen Vulgar Latince'deki Vulgar, Latince vulgaris 'ten türeme olup, "halka ait" demektir. Vulgar Latincenin çeşitli anlamları olabilmektedir.

1. Çoğu insanın okuma yazma bilmediği bir dönemde dil başlıca konuşma yoluyla aktarılırdı. Bu şartlarda, klasik edebi standarttan farklı sayılan Latincenin varyasyonları (sosyal, coğrafî, ve tarihsel) Halk Latincesi sayılabilir. Bu anlamıyla kullanılan terim, eğitilmiş üst sınıflarca konuşulan dili kapsamaz, çünkü o da bazı varyasyonlar gösterse de, edebi standarda yakındır.

2. Roma İmparatorluğunun konuşulan dili. Romalı askerlerce Galya, İberya veya Daçya'ya gelen Latince muhtemelen Cicero tarafından konuşulan Latinceyle bir değildi. Hem söz dağarcığı, hem de, sonraları, sentaks ve gramer bakımından da farklılık gösterirdi.1 Bu tanıma göre Halk Latincesi bir konuşma diliydi, Klasik Latince ise yazmak için kullanılırdı.

3. Romen dillerinin tahmini atasının (proto-Romen dili) neye benzediği hakkında elimizde pek bir bilgi yoktur, birkaç graffiti kalıntı dışında. Proto-Romen, Latinceden türemiş olduğu tahmin edilen hipotetik bir halk dilidir. Bu dilin ses yapısının geçirdiği kaymalar ve diğer değişmeler, ondan türemiş dillerde görülen farklılıklardan geriye giderek çıkarmak mümkündür.

4. Halk Latincesi bazen, bazı Geç Dönem Latin metinlerde görülen gramer değişikliklerini tarif etmek için kullanılır. Bunlara örnek, 4. yüzyıldan kalma İtinerarium Egerae, Egeria'nın Filistin ve Sina Dağı'ndaki seyahatnamesidir; veya Tours'lu Gregorius'un eserleridir. Halk Latincesiyle yazılmış belgeler ender olduklarından dolayı bu eserler filologlar için çok değerlidir, çünkü metinlerde bulunan yazım hataları veya varyasyonları, bunların yazıldığı dönemdeki konuşulan dil hakkında ipuçları verir.2

Tarih

Latince konuşanların günlük konuşmaları kaydedilmediği için Halk Latincesi ancak dolaylı yoldan araştırılabilir. Halk Latincesi hakkında bilgiler başlıca üç kaynaktan gelmektedir. Birincisi, karşılaştırma yöntemi ile Romen dillerinin altında yatan yapılar belirlenir ve bunların Klasik Latince'den farklarına bakılır; ikincisi, Geç Latince döneminden kalma gramer eğitim metinleri Latince konuşanların yapma eğilimli olduğu bazı hatalar konusunda uyarırlar, bu da Latincenin nasıl konuşulduğu hakkında fikir verir; üçüncüsü, Geç Latin metinlerde bazen rastlanan gramer hataları ve Klasik-dışı kullanımlar da yazarın konuşma dilini kısmen ortaya koyar.3

Latince'nin düşük bir seviyesini özellikle kullanmış bazı edebi eserler de erken Halk Latincesi hakkında fikir verirler. Plautus ve Terence'in komedilerindeki karakterler arasında bulunan esirlerin konuşmaları basilekt Latin özellikleri muhafaza etmektedir. Keza, Petronius Arbiter'in Cena Trimalchionis adlı eserinde özgürlüğünü kazanmış eski esirlerin konuşmaları vardır.

Roma İmparatorluğunun çeşitli eyaletlerinde Halk Latincesi farklı şekilde gelişmiş, zamanla Fransızca, Katalanca, İtalyanca, İspanyolca, Portekizce, Rumence ve bir düzine başka dil meydana getirmiştir.4 Bu bölgelerdeki resmî dil Latince olsa da, Halk Latincesi yaygınca konuşulmaktaydı, ta ki yerel dil Latince'den yeterince farklılaşınca bunlar farklı diller olarak ortaya çıkmıştır. Konuşma dili ve yazı dili arasında gittikçe derinleşen uçuruma rağmen, İmparatorluk devri boyunca ve 8. yüzyıla kadar, bu farklılık bu konuşma dillerinin birbirini anlamasını engelleyecek kadar büyük değildi.

Nitekim, 813'teki 3. Tours Konsülünde, halk artık resmi Latinceyi anlamadığı için, rahiplere halk dilinde vaaz vermeleri emredilmiştir: ya Halk Latincesi ya da Cermen halk dillerinde. Az zaman sonra, 842'de, Strasburg Yemini (Şarlman'ın torunu Kel Şarl ve Alman Lui arasındaki bir antlaşma) Latince'den farklı bir dilde söylenmiş ve kaydedilmiştir.

Metinden alıntı:

« Pro Deo amur et pro christian poblo et nostro commun salvament, d'ist di in avant, in quant Deus savir et podir me dunat, si salvarai eo cist meon fradre Karlo et in ajudha et in cadhuna cosa, si cum om per dreit son fradra salvar dift, in o quid il me altresi fazet, et ab Ludher nul plaid numquam prindrai, qui, meon vol, cist meon fradre Karle in damno sit. »

Çevirisi:

Tanrı aşkına, Hıristiyanlık adına ve hepimizin kurutuluşu için, bugünden sonrasında, Tanrı bana akıl ve kudret verdikçe, bu kardeşim Şarl'ı, yardımla veya başka şekilde, insanın kardeşini koruması gerektiği gibi, koruyacağım, ki o da bana aynı şeyi yapsın ve hiçbir zaman bilerek Lothair ile kardeşim Şarl'ı zarar verecek bir anlaşma yapmayacağım.

Bu noktadan sonra Halk Latinceleri, pratik olarak farklı diller olarak kabul görmeye başladılar, kendilerin has yerel normlar ve yazımlar geliştirdiler ve Halk Latincesi terimi artık anlamını yitirdi.

Söz dağarcığı (vokabüler)

Klasik LatinceHalk LatincesiTürkçe
bellum*guerra 5savaş
cogitarepensaredüşünmek
esse 6manducareyemek
emerecomparare 7satın almak
equuscaballusat
felescatta 8kedi
hortus*gardinus 9bahçe
ignisfocus 10ateş
luderejocare 11oynamak
omnestotos 12tüm
osbucca 13ağız
pulcherbellusgüzel
urbscivitaskent
verbumparabola 14söz
vesperseraakşam

Klasik Latince bazı sözcükler vokabülerden kayboldular. Klasik equus, "at" yerine caballus (küçük at, tay) geldi (ama Rumence iapă, Sardinyaca èbba, İspanyolca yegua, Katalanca euga ve Portekizce égua, hep dişi at demektir ve Klasik equa 'dan gelirler.

Sağdaki tabloda sadece klasik olan ve Romen dillerinde gelişen sözcüklerden örnekler görülebilir.

Vokabüler değişiklikleri Latincenin temel gramer takılarını dahi etkilemiştir. Çoğu, Romen dillerinde yok olmuştur: an, at, autem, donec, enim, ergo, etiam, haud, igitur, ita, nam, postquam, quidem, quin, quod, quoque, sed, utrum ve vel.15

Önek taşıyan fiiler sıkça daha basit fiilerin yerini aldı. -bilis, -arius, -itare ve -icare gibi sonekler taşıyan kelimlerin sayısı çok arttı. Bu değişiklikler çoğu zaman düzensiz biçimlerden kaçınmak ve ismin cinslerini düzenlı kılmak amacıyla meydana geldi.

Buna karşın, Halk Latincesi ve esas Latince, tarihlerinin büyük bir bölümü süresince aynı dilin iki farklı seviyesini oluşturdukları için, bazı Romen dilleri diğerleri tarafından kaybedilmiş olan Latin kelimeleri korumuşlardır. Örneğin, İtalyanca ogni (her), Latince omnis 'i korur. Diğer diller aynı anlam için totus türevlerini kullanırlar, örneğin İtalyanca tutto, Portekizce tudo, todo, İspanyolca todo, Katalanca tot, Fransızca tout ve Rumence tot.

Bazen, Klasik Latince bir kelime Halk Latincesi ile beraber korunmuştur. Klasik Latincede caput, "baş", yerine bazı batı Romen dillerinde, Fransızca ve İtalyanca dahil olmak üzere, testa (klasik Latincede testi anlamındadır) gelmiştir.16 Ancak, İtalyanca, Fransızca ve Katalanca Latince kelimeyi capo, chef, cap olarak muhafaz etmişler, bunlar "baş"ın mecazi anlamını (amir gibi) sürdürmüşlerdir. Rumencede Latin kelime cap özgün anlamını anatomik anlamda "baş" olarak korumuş, ṭeastă da kafatası veya karapas anlamıyla korunmuştur.17 Güney İtalyan lehçeleri de capo'yu baş anlamında muhafaz ederler. İspanyolca ve Portekizce'de olan cabeza/cabeça, caput 'un değişik bir şekli olan capetia'dan türemiştir, Portekizce testa ise "alın" anlamı için korunmuştur.

Çoğu zaman, Halk Latincesi içinde evrimleşmiş bir kelime yerine, edebî Latinceden sonradan ödünç alınan kelimeler ile, evrimleşmiş kelimeler yan yana bulunur: beklenen bir fonetik gelişmenin yokluğu bir kelimenin ödünç alındığının ipucu olur. Örneğin, Halk Latincesindeki fungus, "mantar", İtalyanca fungo, Katalanca fong ve Portekizce fungo olmuştur; erken İspanyolcada sık görülen f > h kayması (örneğin filius > İspanyolca hijo, "oğul", facere > İspanyolca hacer, "yapmak") ile fungus İspanyolcada hongo olmuş ama bu dilde ayrıca fungo da bulunmaktadır, beklenen ses kaymasını göstermemesi onun yazılı Latinceden doğrudan alındığını gösterir.18

Halk Latincesi, klasik metinlerde bulunmayan pek çok yabancı kelime de içermiştir. Tıp hakkında pek çok eser Yunanca yazılıp yayımlanmıştı ve bu kaynaklardan kelimeler ödünç alınmıştır. Örneğin, gamba ("diz eklemi"), orijinde bir veterinerlik terimi iken, çoğu Romen dilinde bulunan, klasik Latincede bacak anlamına gelen kelimenin (crus) yerini almıştır (bkz. Fr. jambe, İt. gamba). Yemek yapma terimleri de sıkça Yunanca kaynaklardan ödünç alınmıştır. Yunanca bir terime dayalı ödünçleme alıntı örneği, iecur (incirle şişmanlatılmış kazın ciğeri) için oluşan ficatum 'dur, ficatum Halk Latincesinde ciğerin güncel dildeki karşılığı olmuştur (bkz. İsp. higado, Fr. foie, Po. fígado, İt. fegato, Kat. fetge, Rumence ficat). Önemli dinî terimler de Yunanca yazılmış dinî metinlerden alınmıştır, örneğin episcopus (piskopos), presbyter (papaz), martyr (şehit) vs. Galya dilinden ödünç alınan eklimler arasında caballus (at) ve carrus (at arabası).

Reichenau Sözlükçeleri

Reichenau sözlükçelerinde Halk Latincesinin son dönemlerinin kelime dağarcığı hakkında fikir vermektedir.19 Vulgate incilinin kenar boşluklarına yazılmış olan bu sözlükçe, 4. yüzyıl Vulgate kelimelerinin sözlükçenin muhtemelen yazılmış olduğu 8. yüzyılda artık kolayca anlaşılmadığını göstermektedir. Bu sözlükçeler Galyaromen dilindeki tipik vokabüler değişimine ortaya koymaktadır.

Reichenau Sözlükçeleri kelime değişimlerini gösterir:

  • arena > sabulo (Fransızca sable, İtalyanca sabbia, "sand"; but c.f. İspanyolca arena, Galiçyaca area, Portekizce areia, Fransızca arene, İtalyanca rena, Rumence arină)
  • canere > cantare (Portekizce/Galiçyaca/İspanyolca/Katalanca cantar, Fransızca chanter, İtalyanca cantare, Rumence cânta, "şarkı söylemek", canere 'nin tekrarlama biçimi)
  • mares (nom. mas) > masculi (Fransızca mâle, İtalyanca maschio, Portekizce/İspanyolca macho, "male", mas 'ın küçültme hali)
  • liberos > infantes (Katalanca infants, "children"; Fransızca enfants, "children"; İtalyanca infante, "infant"; Portekizce infante, "prince"; İspanyolca infante, "çocuk" ama edebî dilde ayrıca "prens")
  • hiems > hibernus (Fransızca hiver, İtalyanca inverno, İspanyolca invierno, Portekizce inverno, Katalanca hivern, Rumence iarnă, "winter", adjective of hiems)
  • forum > mercatum (Fransızca marché, İtalyanca mercato, Portekizce/İspanyolca mercado, Katalanca mercat; "market"; ama buna karşın İtalyanca foro, "mahkeme", Fransızca forum, "market", "yargı alanı", İspanyolca fuero, "yargı alanı", Portekizce foro, "yargı alanı", Katalanca fur, "yargı alanı")
  • lamento > ploro (Fransızca pleurer, İspanyolca llorar, Portekizce chorar, Katalanca plorar, "ağlamak"; ama buna karşın Portekizce/İspanyolca lamentar, İtalyanca lamentare, Fransızca lamenter.)
  • ager > campus (Fransızca champ, İtalyanca/İspanyolca/Portekizce campo, Rumence câmp, "saha"; ama buna karşın Rumence agru)
  • caseum > formaticum (Fransızca fromage, İtalyanca formaggio, Katalanca formatge, "cheese", post-classical, from formare, "to form"; but cf. İtalyanca cacio, Portekizce queijo, İspanyolca queso, Rumence caş)
  • flare > suflare (Fransızca souffler, İtalyanca soffiare, Portekizce soprar Rumence sufla, İspanyolca soplar, "üflemek", sub öneki ile flare 'nin birleşmesinden)
  • ita > sic (Fransızca si, İtalyanca , İspanyolca , Portekizce sim, "evet")
  • pulcra > bella (Fransızca beau, İtalyanca/İspanyolca bello, Portekizce belo, Katalanca bell, "güzel"; bonus "iyi" sözcüğünün küçültme hali (diminütif) )
  • umo > terra (Fransızca terre, İtalyanca/Portekizce terra, İspanyolca tierra, Rumence ţărână, "yer")
  • lebes > chaldaria (Fransızca chaudière, İtalyanca calderone, İspanyolca caldera, Portekizce caldeira, Rumence căldare, "cauldron", calidus ("ılık") 'ten türeme )
  • necetur > occidetur (İtalyanca uccidere, Rumence ucide, "to kill"; ama buna karşın İtalyanca annegare, Rumence în(n)eca "boğulma")
  • pingues > grassi (Fransızca gras, İtalyanca grasso, Rumence gras, Portekizce graxo, "şişman", klasik-dönem sonrası, bir olasılıklacrassus şişman, tıknaz,)
  • ungues > ungulas (Fransızca ongle, İtalyanca unghia, İspanyolca uña, Portekizce unha, Rumence unghie, Katalanca ungla, "tırnak", unguis 'in küçültme hâli)
  • vim > fortiam (Fransızca force, İtalyanca forza, İspanyolca fuerza, Portekizce força, "force", Rumence foarte "very (much); intense", post-classical, from fortis, "strong")
  • si vis > si voles (Fransızca tu veux, İtalyanca tu vuoi, Katalanca tu vols, Rumence tu vrei, "istiyorsun", *volere 'inin 2. tekil şahsı, "istemek", velle 'nin düzenli hâli)
  • oppidis > civitatibus (Fransızca cité, İtalyanca città, Portekizce cidade, İspanyolca ciudad, Katalanca ciutat, Rumence cetate, "şehir")

Gramatik değişimler:

  • optimos > meliores (Portekizce melhor, Galiçyaca mellor, İspanyolca mejor, Katalanca millor, Fransızca meilleur, İtalyanca migliore, "en iyi", orijinde "daha iyi"; ama buna karşın İspanyolca óptimo, Portekizce óptimo, İtalyanca ottimo, Fransızca optimal, "en iyi" veya "optimal" anlamıyla)
  • saniore > plus sano (Fransızca plus sain, İtalyanca più sano)

Almanca'dan ödünç alınan kelimeler:

  • turbas > fulcos (Fransızca foule, İtalyanca folla, "mob"; buna karşın İspanyolca/Portekizce/Katalanca turba)
  • cementariis > mationibus (Fransızca maçon, İspanyolca masón, "taş ustası")
  • galea > helme (Fransızca heaume, İtalyanca/Portekizce elmo, Katalanca elm, İspanyolca yelmo, "miğfer")
  • coturnix > quaccola (Fransızca caille, İtalyanca quaglia, "quail"; ama buna karşın İspanyolca/Portekizce codorniz)
  • fulvus > brunus (Fransızca/Rumence brun, Katalanca bru, Portekizce/İtalyanca bruno, "kahverengi/koyu")

Ve anlamı değişen kelimeler:

  • in ore (nom. os) > in bucca (Portekizce/İspanyolca/Katalanca boca, Fransızca bouche, İtalyanca bocca, "ağız", orinal olarak "yanak" ama buna karşın, "yanak" ve "kıç" anlamında olan Rumence bucă)
  • emit > comparavit (İtalyanca comprare, İspanyolca comprar, Portekizce comprar, Rumence cumpăra, Katalanca comprar, "satın almak", orijinal anlamıyla "ayarlamak, halletmek")
  • rerum (nom. res) > causarum (Fransızca chose, İtalyanca/İspanyolca/Katalanca cosa, Portekizce coisa/cousa, "şey", orijinal anlamıyla "neden"; ama buna karşın Fransızca'da rien, "hiç")
  • rostrum > beccus (Fransızca bec, İtalyanca becco, Katalanca bec, İspanyolca pico, Portekizce bico, "gaga", klasik dönem sonrası, Galyacadan; buna karşın İspanyolca/Galiçyaca rostro, ve Portekizce rosto, "yüz")
  • femur > coxa (Portekizce, Galiçyaca ve Eski İspanyolca coxa, Fransızca cuisse, İtalyanca coscia, Katalanca cuixa, Rumence coapsă, "kalça", orijinal anlamıyla "kalça eklemi", Gümüşî Latincede ilk defa kaydedilmiştir.)

Notlar

Orijinal kaynak: halk latincesi. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

  1. Palmer (1954).

  2. Charles H. Grandgent, An Introduction to Vulgar Latin (Heath & Co., 1907)

  3. İnfinitif edere, 3. yüzyıldan önce rastlanmaz, bkz. TLL v.V.2.f.1.p.99

  4. Orijinal anlamıyla "düzenlemek", "yerleştirmek".

  5. Klasik Latincede bir hapax; bu sözcüğe tek rastalanan yer, Latin şair Martial'ın bir epigramıdır, orada yenebilir bir kuş türü olarak geçer.

  6. Germanik kökenli.

  7. Orijinal anlamı "ocak".

  8. Orijinal anlamı "şaka yapmak".

  9. Orijinal anlamı "bütün".

  10. Orijinal anlamı "yanak".

  11. Orijinal anlamı "karşılaştırma"

  12. Harrington et al. (1997).

  13. S.v. *testa * (Lewis & Short) ve *tête * (TLFi).

  14. Romanian Explanatory Dictionary sözlüğünden .

Kategoriler